
Leon Theremin icadını çalıyor
Adettendir diye küçük bir 'tarihçe' ile başlayalım:
1919’da Rus fizik profesörü üstad Lew Sergejewitsch Termen – nam-ı diğer geleceğin “Leon Theremin’i” – radyo frekansı tabanlı ölçüm cihazları üzerine deneyler yapıyordu. İlk çıkış noktası, gazların özelliklerini ya da bir odadaki yoğunluğu inceleyen bir kapasitans ölçüm sistemiydi. Bu cihazda ölçüm sonucunu bir ses frekansına dönüştürerek “duyulabilir göstergeler” elde etmeyi planlıyordu.
1920’de St. Petersburg’daki Fiziksel-Teknik Enstitüsü’nde sahneye çıktı; adı “Theremin” değildi, daha havalı görünsün diye “Aetherophon” dediler. Tahmin edilebileceği gibi bu isim pek tutmadı ve mucidinin soyismiyle anılmaya başlandı. Vee bir yıl sonra?
Tabii ki büyük bir elektronik kongresinde halka sunuldu. Çünkü yeni bir şey yaparsan kural şudur: ya bir kongrede anlatacaksın ya da TikTok’a koyacaksın. Onların zamanı kongreydi, bizimki Reels. Bu enstrüman çok iyi bilinmese de, bugün sevdiğimiz birçok synthesizer ve sesin yolunu açmıştır. Eski korku ve bilimkurgu film müziklerinin ezber bozan seçimi olmakla birlikte, Dünyanın en eski elektronik enstrümanı olarak kabul edilir ve bugün bildiğimiz dijital müziğin yolunu açmıştır.
Theremin çifte bir yaşam sürüyordu: bir mucit ve bir Sovyet casusu. Theremin sihirli cihazını Vladimir Lenin'e sunduğunda, Lenin etkilenmişti ve cihazı “Sovyet teknolojisinin bir vitrini” olarak görüyordu. Kısa süre içinde Theremin Avrupa ülkelerini ve Amerika Birleşik Devletleri'ni gezmeye başladı; icadının yeni doğası onu fabrikalar ve patent ofisleri gibi önemli yerlere yerleştirdi.
Leon Theremin 1938’de ABD’den ayrıldı. Bu ayrılış gizemliydi; bazı kaynaklar “kaçış”, bazıları “kaçırılma” diyor. Ardından Sovyetler’de çalışma kamplarında bulundu ve daha sonra Sovyet savunma projelerinde çalıştı. ABD’ye 1991’de, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra geri dönebildi.
Rus Theremin'in ABD'den kaçmasından dört yıl önce Robert Moog New York'ta doğdu. Genç Moog, 1949 yılında Electronics World dergisinin bir nüshasında bulduğu planlardan bir theremin yaptı. Moog theremin'den büyülenmişti ve bu büyülenme Moog'un modüler synthesizer ve diğerleri de dahil olmak üzere çığır açan icatların filizlenmesini sağlayan tohum oldu.
Theremin ABD'ye geldikten kısa bir süre sonra, enstrüman seri üretim için RCA'ya lisanslandı. RCA, Theremin'i herkesin çalabileceğine karar verdi ve bu şekilde pazarladı, oysa gerçek hiç de öyle değildi.
Theremin'in perdeleri, telleri, tuşları ya da akort mandalları yoktur. Geleneksel bir enstrümandan olabildiğince uzaktır, ki bu da cazibesinin bir parçasıdır.
Bunu akılda tutarak, theremin çalan kişi net yeteneklidir çünkü çalmasını yönlendirmek için yalnızca kişisel perde duygusuna güvenebilir. Perde ve ses kontrolleriniz elinizin hızlı bir hareketiyle değişir, bu nedenle bu enstrümanı hassas bir şekilde çalmak zordur.
Ne yazık ki theremin, enstrümanın doğası gereği zor olması nedeniyle, yanlış pazarlama stratejisi ve ekonomik kriz sebebiyle geniş bir kullanıcı kitlesi edinemedi. Cihazın perde kontrolü ve ses kontrolü parametrelerinde ustalaşmak kolay değil ve enstrümanın alışılmadık sesi ona müzik pazarında büyük bir pay vermiyor.
RCA bu enstrümanın kitlesel pazara hitap etmesi konusunda biraz aceleci davranmış olsa da, bugün hala besteciler tarafından büyük saygı görüyor ve bu cihazla müzik yapmak için gereken zamanı ve çabayı göstermeye istekli sanatçılar tarafından seviliyor.